Yazdır

Erdoğan Cemaat'e tehlikeli bir mesaj vermiş!

Tarih: 16 Ocak 2014 - 11:12

Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Başbakan Erdoğan'ın cemaati Haşhaşinlere benzetmesine ilişkin çarpıcı bir yazı yazdı

Başbakan Erdoğan, salı günü partisinin grup toplantısında cemaati Selçuklu İmparatorluğu'nu deviren Haşhaşinler'e benzetmişti.

Bugün bir çok dilde suikastçı kelimenin kökenin oluşturan Haşhaşin benzetmesi başka cemaate yakın gruplar olmak üzere pek çok kesim tarafından sert eleştirilere neden oldu.

Ancak tarihin içinden gelen bu benzetmede gizli bir mesaj daha vardı. Üstelik bu mesaj tehlikeli türden.

Bu mesajın dayandığı tarihi gerçekleri Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil bugünkü köşesinden aktardı.

Özdil "Haşhaşiler" başlığı attığı bugünkü yazısında Selçuklu İmparatorluğu'nun Haşhaşiler'le nasıl mücadele ettiği yazdı.

İşte Özdil'in yazısından çarpıcı bölümler:

Başbakan cemaat’in adını koydu: “Haşhaşiler"


Kimdir bu Haşhaşiler? Aslında Haşhaşiyum'dur. İnsanlık tarihinin en gizemli adamı Hasan Sabbah tarafından 11’inci yüzyılda kurulan, siyasi-askeri figürlere yönelik suikastlarıyla devlet yönetimlerini dizayn etmeye çalışan tarikat...

Haşhaşiyun kelimesi, döndü dolaştı, başta İngilizce, hemen tüm Batı lisanlarında "assain" yani "suikatçı" haline geldi.

Tayyip Erdoğan çıktı, cemaat’i işte bunlara benzetti.

Cemaat haşhaşi olunca, Başbakanımız da Büyük Selçuklu Sultanı oluyor tabii. Peki Büyük Selçuklu Sultanı, bu haşhaşilerle nasıl müdale etmişti.

Cavlakiler’le...

Alamut kalesini düşüremiyince, fedailerle başa çıkamayınca, örgütün karşısına örgüt koyalım dediler...Haşhaşinlerin karşısına cavlakileri diktiler. Cavlakiye tarikatı, siyasi güç için dini alet etmekte sakınca görmeyen, bu uğurda suç işlemekten çekenmeyen tehlikeli bir örgüttü.

Saçı, sakalı, bıyığı, hatta kaşları bile kazıyan, vücutta kafada tek kıl-tüy bırakmayan müritlerden oluşuyordu. Bu tarikat da, Türkçeye kelime kazandırdı.

“Cascavlak”

E şimdi bakıyoruz...

Bi tarafta savcı-polis. Öbür tarafta, ayakkabı kutuları, yatak odasında para sayma makinesi, 700 bin dolarlık avanta kol saati, hapisteki herifin uçağıyla umre seyahati, vakıfçı oğlan, rüşvetçi enişte, çantacı bacanak, sırf parkesi bile 350 bin dolarlık villalar.

Vaziyet hakikaten... “Cascavlak” yani!


HAŞHAŞİLER KİMLER? HERKES BUNU SORUYOR...

İŞTE YANITI;


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın partisinin bugünkü grup toplantısında, 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananlar nedeniyle yargı kurumu ve savcıları eleştirirken ‘Haşhaşiler’ olarak bilinen tarihi tarikata gönderme yapması, kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.

Başta sosyal medya olmak üzere, günün hareketli gündeminin başköşesine oturan konulardan biri de Haşhaşiler oldu.

Peki kim bu Haşhaşiler?

Başbakan Erdoğan güncel durumla bu esrarengiz tarikat arasında neden ilişki kurmuş olabilir?

Önce Erdoğan’ın bugün sarf ettiği sözlerle başlayalım…

Başbakan tam olarak şöyle söyledi:

“Büyük Selçuklu Devletinde Haşhaşiler denilen gözü dönmüş gizli bir örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını, gerektiğinde düşmanlarla nasıl işbirliğine gittiğini, asırlar önce millet olarak yaşadık ve gördük. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu sinsi virüslere, devlet bünyesini terk etmeye yönelik sızıntılara asla geçit vermez ve vermeyecektir.”

İşte Erdoğan’ın, bir süredir bazı soruşturmaları yürüten savcılara yönelik eleştirilerinin dozunu yükseltirken kullandığı bu benzetme Haşhaşileri gündeme getirdi.

Haşhaşilik, 11. Yüzyılda İsmaili tarikatına mensup din adamı Hasan Sabbah tarafından kurulmuş bir tarikat. Ancak bu tarikat, özellikle siyasi figürlere yönelik olarak giriştiği suikast vb. eylemler nedeniyle siyasal bir örgüt gibi de kabul edilegelmiş. Haşhaşiler, 8. Yüzyılda Fatımi devletinde yaşayan İsmaililerin, dinsel nedenlerden kaynaklanan hizipleşmesi sonucu ortaya çıkmış iki koldan birinden geliyor… İran ve Suriye'de hızla yayılan Haşhaşiler, kuşatılması ve ele geçirilmesi güç kaleler içinde toplanarak bir tür ‘otonom’ yaşam biçimleri kurmaya ve önemli siyasi-askeri kişilere yönelik suikastlara dayanan etkili bir askeri stratejiye yönelerek, çok etkin bir güç haline geldiler.

HAÇLILAR VE MOĞOLLAR'A SALDIRDILAR

Bu az sayıda inanmış insanın sert eylemlerle elde ettikleri siyasal başarı, Orta Çağ İslam dünyasının belirleyici faktörlerinden biri oldu. Dönemin Sünni siyasi ve dini çevrelerini düşman gören Haşhaşiler, Abbasi Halifeliği ve onun koruyucusu durumundaki Büyük Selçuklu Devleti’nin yanı sıra Haçlıları ve Moğolları da hedef alan saldırılar yaptılar. Hasan Sabbah’ın, yüksek rütbeli askerlere ya da siyasi olarak önemli pozisyonda olan yöneticilere düzenledikleri suikastlarla bilinen askerleri (ya da müritleri), yaygın inanışa göre bu eylemlerden önce haşhaş içerek kendilerinden geçiyorlardı. Bu yüzden de onlara ‘Haşhaşi’ denilegeldi.

SUİKASTÇI DEMEK

Bugün pek çok Batı dilinde, ‘suikastçı’ anlamında kullanılan ve Haşhaşilerin birçok saldırısına uğramış bulunan Haçlı savaşçıları tarafından Avrupa’ya taşınan ‘assasin’ sözcüğü de bu kökten geliyor. Oldukça sarp bir tepenin üstündeki Alamut Kalesi'nde yaşayan ve bu doğal korunak altında tüm saldırıları savuşturabilen Haşhaşilerin gizemli yaşamı günümüze kadar merak konusu olmaya devam etti. Haşhaşiler Ubisoft'un yayımladığı Assassin's Creed video oyunu serisine de konu oldu. Oyun Üçüncü Haçlı Seferi yıllarında Altaïr Ibn-La'Ahad isimli suikastçinin öğretmeni Râşidüddin Sinan el-İsmâili'den aldığı görevlerle gerçekleştirdiği suikastleri konu alıyor.
Site adresi: https://www.finansgundem.com/haber/erdogan-cemaate-tehlikeli-bir-mesaj-vermis/405785