Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İtalyan bankası UniCredit’in Commerzbank’a yönelik cüretkâr satın alma hamlesi Avrupa Birliği bankacılık sisteminde gerginliğin ateşlenmesine sebep oldu. İtalya ile Almanya arasında iplerin gerilmesine sebep olan krizin baş rolünde ise Alman hükümetinin zayıflığının yanı sıra modern zamanların en parlak bankacılarından birisi yer alıyor.
Commerzbank hikayesi Avrupa bankacılığının gelecekte nasıl şekilleneceği ve Avrupa Birliği’ni nasıl bir gelecek beklediği konusunda belirleyici nitelikte. Financial News’in haberine göre bu cüretkâr hamlenin arkasında bir dönem Merrill Lynch’de üst düzey finans bankacısı olarak göre yapan UniCredit’in mevcut CEO’su Andrea Orcel var. Başarılı CEO 2008 Küresel Finans Krizi sırasında gündeme gelen bir türlü gerçekleşmeyen ABN AMRO’nun İskoçya Kraliyet Bankası’na satışı sürecinde de öne çıkan bir isimdi. Ancak Orcel’in son hamlesi geçmişteki girişimlerini dahi gölgede bırakacak cinsten.
UniCredit öncelikle Commerzbank’ın %4,5’lik hissesini borsalardan ve %4,5’lik hissesini de Almanya hükümetinden satın aldı. Bu ikinci hamle Almanya hükümeti için bariz bir sürprizdi. Ardından UniCredit Barclays ve Bank of America tarafından yönetilen bir türev anlaşması yoluyla yürürlükteki hisse senedi payını %21’e çıkardı. Ardındansa Avrupa Merkez Bankası üzerinden bankadaki payını %29,9’a yükseltmek için izin başvurusunda bulundu.
(Kaynak fotoğraf: UniCredit)
Orcel Berlin yönetiminin UniCredit’in Almanya’nın en büyük üçüncü bankasına olan ilgisini memnuniyetle karşılayacağını düşünüyordu. Ancak bu hızlı manevralar Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un dengesini bozdu. Schelz satın alma girişimini ‘düşmanca saldırı’ olarak tanımladı.
Scholz devralma sonucunda Almanya’da işçi çıkarmalarının gerçekleşeceği öngörülerinden ve sendikaların satışı önleme çabasından dolayı baskı altında. UniCredit halihazırda Almanya’daki daha küçük bir borç veren olan HVB’ye sahip. Commerbank ile birleşmenin binlerce çalışanın işten çıkarılmasına sebep olacağı düşünülüyor.
Orta ölçekli Alman şirketlerine kredi sağlayan önemli bir bankanın yabancıların eline geçmesi de Almanya’da huzursuzluğa sebep oluyor. Ancak Orcel bir teklifte bulunmaya kararlıysa Scholz'un bunu engellemesini haklı çıkarması zor olacaktır. Zira UniCredit halihazırda Alman hükümetinin %12'lik hissesini elinde tutuyor. Deutshce Bank ise daha önce denenmiş bir Alman bankacılığı birliği için Commerzbank’a teklif yapma konusunda çok az iştah duyuyor.
UniCredit ve Commerzbank'ın Alman perakende ve ticari bankacılık operasyonlarının birleşmesi, çok az kâr eden çok fazla bankanın olduğu bir pazarda finansal açıdan mantıklı bir hamle olacak.
Yüzeyde, bir anlaşmanın yatırım bankacılığı veya sermaye piyasaları için çok az etkisi var gibi görünüyor. UniCredit, Orcel yönetimi altında yatırım bankacılığı operasyonlarını genişletiyor olsa da Avrupa'daki ilk 10'un oldukça dışında kalıyor. Bu arada, Commerzbank'ın yatırım bankası, üç yıl önce hisse senedi alım satım operasyonunun kapatılması da dahil olmak üzere son yıllarda bir dizi engelle karşı karşıya kaldı.
Bazı yorumcular, Commerzbank'ın UniCredit tarafından devralınma girişiminin kaderini Avrupa Birliği’nin siyasi idaresinin belirleyeceğini söylüyor. Zira satışa izin verilip verilmemesi bankacılık piyasalarının daha fazla entegrasyonuna izin verilip verilmediği anlamını da taşıyacak. Blokta genişletilmiş ve birleşik sermaye piyasaları hedefine Almanya dahil tüm tarafların uyup uymadığı konusunda UniCredit teklifi oldukça kritik görülüyor.
(Kaynak fotoğraf: UniCredit)
Orcel, nihai hedefinin, Avrupa'daki kurumsal bankacılık ve sermaye piyasalarının en üst noktasına hakim olan Wall Street devleriyle daha eşit şartlarda rekabet edebilecek bir pan-Avrupa mega bankası inşa etmek olduğunu açıkça belirtti. Bazı yorumcular, Orcel’in Almanya'da bir bankanın satılması galinde daha büyük bir balığı belki de Barclays'i dahi hedefleyebileceğini düşünüyor.
Avrupalı bankacılık düzenleme kurumu ve AB yetkilileri, sınır ötesi bankacılık birleşmelerini teşvik etmeye hevesli. Bazıları, UniCredit'in Commerzbank'ı devralmasının bir konsolidasyon turunu tetikleyebileceğine dair umutlar taşıyor. Bununla birlikte, özellikle AB'deki bankacılık grupları içerisinde sermayenin serbest dolaşımının önündeki engeller, sınır ötesi anlaşmaların yapılması zorlaştırmaya devam ediyor.
Hükümetler, özellikle de Almanya, büyük ölçekli sınır ötesi banka birleşmelerine izin vermeye hazır olmazsa, AB'deki ulusal bankacılık piyasaları arasındaki sermaye engellerini ortadan kaldıracak mevzuat reformlarını hayata geçirilmesi de zor olacak.
Ancak UniCredit ve Commerzbank arasındaki başarılı bir anlaşma, daha büyük projeye yeni bir ivme kazandırabilir. Finansal piyasaların AB'ye bu şekilde entegre edilmesinin, Euro Bölgesi ekonomisine ivme kazandıracağı öngörülüyor.
Commerzbank'tan, UniCredit tehdidine karşı stratejik CEO ataması
UniCredit’in Commerzbank teklifi Almanya’yı aşağılıyor!
Bu satış Avrupa Birliği’ni sarsacak