İş dünyasına önemli ‘risk’ uyarıları

1 / 8

---

KAYHAN ÖZTÜRK - FINANSGUNDEM.COM

Bir skandal, iki kriz, şirketler dünyasındaki rotayı bakın nasıl değiştirdi?

Enron patlamasıydı iki kavram arasındaki algı farkı tartışmaya açılmayacaktı. 2007’de ABD’de yakan  gayrimenkul krizi, çok değil aylar sonra tüm dünyayı kuşatan büyük kriz yaşanmasıydı “Kimse biz nerede hata yaptık?” diye sormayacaktı. Ama sordular! “Biz iç denetimi yapıyoruz, peki bu kriz nasıl oldu?” diye meraklandılar. Ve sorguladılar. O güne kadar ipine sarıldıkları “Hesap verilebilirlik, şeffaflık, hissedarlara açıklık, çalışanlara sorumluluk, etik kodlar” gibi kavramların aslında “Sürdürülebilirlik” olmadan eksik olduğunu, hatta ‘ölümcül’ olduğunu kavradılar. Ama asıl bomba, iç denetim kavramı ile risk yönetim kavramı arasındaki ayrımı anladıkları anda patladı beyinlerde, yüreklerinde…

Yarım asırdan fazla süredir sanayi ve hizmet sektöründeki işletmelere  bağımsız denetim, kurumsal finansman ve uzmanlaşmış danışmanlık hizmetleri sunan Era Yönetim Danışmanlığı,  ‘Risk Yönetimi’ni iş dünyasına, firmalara anlatan, tanıtan, sevdiren, şirket anayasasına yazdıran, takip eden, ettiren, denetleyen bir şirket.  Konuya hakim, uluslararası tecrübeyi sahip uzman bir kadroyla çıktıkları yolda Sermaye Piyasalarında bu konuda etkili ve önemli bir aktör konumunda. Son 10 yıldır dünyanın gündeminde olan ancak Türkiye’de 2-3 yıldır konuşulan, ciddiye alınan Risk Yönetimini Era Yöneticisi Bikem Kanık’la konuşuyoruz. Adeta soru yağmuruna tutuyoruz.  “Büyük krizde bir şey daha ortaya çıktı dünyada . Tamam, biz bilançolara bakıyoruz, kurumsal risk kuralları, bir sürü yasalar getirdik ama sürdürülebilirliğe kafayı takmadık. Yönetim kurulu başkanları geliyorlar, o sene bir yatırım yapıyorlar, primi, bonusu alıyorlar. Halbuki bu yatırımın 3-5 sene sonra şirkete, genele ne katkı yapacağı hesaplanmıyor. İşte ondan sonra sürdürülebilir büyüme çok önemli hale geldi” diyen Bikem Kanık, finansal alemin 3 ‘kutsal’ kavramını anlatıyor:  “Risk Yönetimi, Kurumsal Yönetim, Sürdürülebilir Büyüme, birbirini tamamlayan, birbirinin üst kümeleri gibi oldu aslında. Yani yasalara uyumdan sonra risk yönetimi yapmanız gerekiyor. Bütün bunların ana çerçevesi kurumsal yönetim bakış açısı ile hesap verilebilir ve şeffaf olmanız gerekiyor. Verimli olmanız gerekiyor ve sürdürülebilir olmanız gerekiyor…”

Ve risk yönetimini şu sözle ifade ediyor Kanık: Check-up.

“Ben markayım” diyenleri, marka olma iddiasındakileri, insan gibi önceden ‘iş sağlıkları’ adına önlem almaya davet ederken aslında sonradan “Kral çıplak” olmamak adına uyarıyor: “Çünkü risk yönetimi proaktif bir davranıştır. Bir şey olmadan evvel çalışırsınız, bu olursa ne yaparım diye...”.

Özetin özeti: Ya krizlere hazır olur, yaşarsınız. Ya da krizin kucağına düşer, çile çeker, veda edersiniz. Nereye mi? Tabi ki finansal hayata…

Sohbet Borsa’ya uzanıyor. Binlerce yatırımcıya karşı sorumluluk taşıyan halka açık şirketlerde durum ne? Bu konuda da ‘tavizsiz’ konuşuyor Bikem Kanık.  “Olmazsa olmaz” diye giriyor cümleye. Tasarruf sahiplerini işaret ediyor, soruyor:  “Hissesini alacağı şirketin taşıdığı, taşıyacağı riskleri bilmek istemiz mi insan?” Öyle ya, dünya hali; savaşlar, kıtlıklar, ambargolar, hammaddelerdeki inanılmaz fiyat trafiği ve diğerleri, hepsi başlı başına bir risk değil mi? Peki, Borsa İstanbul’da kimler hazır bu yolda? Kimler bir iki yıl değil, yüzlerce yıl ayakta kalmak arzusunda? Bu kavramın kıymetini, itibarını biliyor, yatırımcısıyla güven tazelemek istiyor? 

ERA Yönetim Danışmanlığı’ndan Bikem Kanık, ‘sürdürülebilirlik’ röportajında tüm bu kritik soruların yanıtlarını veriyor.