BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaFED faizi Aralık’ta mı artıracak----

FED faizi Aralık’ta mı artıracak

FED faizi Aralık’ta mı artıracak
04 Ekim 2016 - 09:08 www.finansgundem.com

Eylül toplantısında da faizleri artırmayarak ağır eleştiriler alan Fed, faiz silahını 8 Kasım Başkanlık Seçimi sonrası Aralık toplantısında ateşlemeyi düşünüyor

Merkez bankalarının eylülde açıkladığı kararlar, dünyanın önde gelen finans kurumlarının küresel ekonomide devam eden 'yeni normal' ile nasıl mücadele edecekleri konusunda kafa karışıklığı içinde olduğunu gösterdi. Yeni normal, küresel ekonomide zayıf büyüme, düşük yatırım, gerileyen ticaret ve düşük enflasyon ile karakterize olmuş ve sürdürülmesi bir hayli zor olan mevcut durum için yapılan tanımlama.

İlk olarak eylül başında Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) toplantısı vardı. ECB yönetimi politikalarında bir değişiklik yapmadı ve parasal genişleme programının süreceğini bildirdi. ECB Başkanı Mario Drahgi bir trilyon euroluk tahvil satın alımı programının belirtildiği gibi Mart 2017'ye kadar devam edeceğini bildirdi.

21 Eylül hem Fed hem de Japonya Merkez Bankası (BOJ) açıklamalarını yaptı. Fed, 7'ye 3 oy ile politika faizini değiştirmeyerek yüzde 0,25-0,50 aralığında bırakmayı kararlaştırdı. Fed Başkanı Janet Yellen kararın ekonomiye olan güvensizlikten kaynaklanmadığını, faiz artırımı için enflasyon hedeflerine yönelik daha fazla işaret beklediklerini vurguladı.

Ekonominin önümüzdeki birkaç yıl içinde ılımlı bir şekilde büyümeye devam edeceğini belirten Yellen, "Büyümede ve istihdamdaki artış faiz artırımı için durumu güçlendiriyor. Enflasyon ise yüzde 2'lik hedeften henüz uzak" dedi. "İstihdam piyasası güçlenirse ve yeni riskler olmazsa, bu yıl bir Faiz artırımı bekliyorum" diyen Yellen, aralık ayındaki Fed Açık Piyasa Komitesi toplantısında faiz artırımı için açık kapı bıraktı.

BOJ ise para politikasını yeniden şekillendirerek, parasal genişleme programının odaklanmasını değiştirdi. Enflasyonu artırmaya yönelik parasal genişleme programının başarısızlığı üzerine para arzını artırmaya yönelik katı hedeften uzaklaşan BOJ, farklı vadelerdeki tahvil faizlerini kontrol etmeyi hedefleyen strateji izleyecek. Bu da negatif faiz politikasının daha da derinleşmesi anlamına geliyor. Banka daha önce piyasalara yılda 80 trilyon Yen (800 milyar dolar) enjekte etmek konusunda yükümlülük altına girmişti ancak yeni politikayla bu konuda daha esnek davranacak.

Uzmanlar, ABD'de olası bir faiz artırımının 8 Kasım'da yapılacak Başkanlık seçimleri ertesindeki aralık toplantısında gerçekleşeceğini savunuyor. Nomura'nın Kıdemli ABD ekonomisti Lewis Alexander ise zamanlamaya dikkat çekerek 1-2 Kasım toplantısının Başkanlık seçimi öncesine geldiğini ve Fed'in faiz artırımı için yeni Başkanın belli olacağı 13-14 Aralık toplantısını bekleyeceğini vurguladı.

Bank of America Merrill Lynch ekonomisti Michelle Meyer, ABD ekonomisinin aralık ayına kadar bir şok yaşamaması durumunda aralık ayında faiz artırımı beklentisinin gerçekleşeceğini vurgulayarak, piyasaların seçim öncesinde yakın dönemde Fed'in atması muhtemel adımları kayda değer bir biçimde uyarlamakta isteksiz olduğunu ve seçimlere kadar bu trendin sürmesi beklediğini ifade etti.

JP Morgan Funds'ın kıdemli küresel stratejisti David Kelly, Fed'in faiz oranlarını artırmayarak ekonomiye uzun vadeli zarar verdiğini belirterek "Ekonomi belirledikleri tüm hedeflere yaklaştı. Piyasalardaki balonu şişiren, tahvil piyasalarını bozan ve sonunda kaçınılmaz olarak enflasyona gidecek uygunsuz bir faiz seviyesi ile karşı karşıyayız. Kısa vadeli görüntüyü iyi tutmak için uzun vadede zarar yaratıyorlar" diye konuştu.

Moody's Analytics Başekonomisti Mark Zandi de, Fed'in eline faiz artırmak için önemli bir fırsat geçtiğini ancak bu fırsatı kaçırdığını ve bunun bir hata olduğunu belirterek aralık ayma kadar beklenmesinin enflasyonun yüzde 2'ye doğru ilerlediğinden emin olmak açısından mantıklı olabileceğini ancak o zamana kadar önemli risklerin de gelişebileceğini ifade etti. ABD ve Avrupa'da yapılacak seçimler, jeopolitik gerilimler ve finansal dalgalanmaların Fed'in faiz artışını yeniden ertelemesine yol açabileceğine dikkati çeken Zandi, "Faizi artırmalıydılar. Çünkü finansal piyasalar sakin seyrediyor, küresel ekonomi istikrarlı gözüküyor, aşağı yönlü riskler ciddi derecede azaldı" dedi.

Fed'in aralık ayında bir faiz artırımına açık kapı bırakması da kuşkuyla karşılanıyor. Goldman Sachs'ın kıdemli ekonomisti Zach Pandl, Açık Piyasa Komitesi'nin tamamıyla risk yönetimine odaklandığını ve ancak riskli bir durumda ateş etmeye meyilli olduğunu vurguladı.

PIMCO'nun Kıdemli Yatırım Stratejisti Dan Ivascyn ise piyasalar tarafından aralık ayında faiz artışına gidileceğinin fiyatlanmasına rağmen Fed'in bu yıl faizleri hiç artırmayabileceğini söyledi. "Aralık ayı kesin bir durum değil. Ortada çok fazla belirsizlik var. Ekonomik veriler zayıflıyor ve kimse ABD'de başkanlık seçimlerinde ne olacağını bilmiyor" dedi.

Fed'in kararı gelişen ve tabii ki ABD piyasalarına yaradı. Kararın ardından Dow Jones Endeksi 163 puan yükselirken, Nasdaq endeksi tarihi bir rekor daha kırdı. Ancak daha sonra petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte gerilemeler yaşandı. ABD Doları değer kazanmaya devam ederek euro karşısında 1,1230 seviyesine çıkarken, altın bin 344 dolara kadar çıktıktan sonra doların güçlenmesi üzerine bin 337 dolara indi. Uzmanlar, Fed ve BOJ para politikasını genişleyici tutmaya yönelik taahhütlerinin ve ABD'de seçimler öncesinde dalgalı günlerin altın için destekleyici olduğunu vurguluyor.

Bu arada sadece ABD'de değil, 2017 yılında Euro Bölgesi'nde İtalya, Almanya ve Fransa'da yapılacak kritik seçim sonuçlarına göre para ve ekonomi politikalarında önemli değişiklikler de söz konusu olabilir. ABD'de Başkan adaylarından Cumhuriyetçi Donald Trump şiddetle faiz artırımını savunuyor ve Fed'i iktidardaki Demokratlara ve Demokrat Partili rakibi Hillary Clinton'a destek amacıyla 8 Kasım'daki seçimlerden önce piyasaya destek olmak için faiz oranlarını yapay olarak düşük tutmakla suçluyor.

İtalya'da ekim ayında hükümetin önerdiği reform paketi oylanacak eğer "hayır" çıkarsa ekonominin alacağı hasarın yanında, İtalya'nın AB'den çıkma riski de artacak. 12 Şubat'ta Almanya'da Cumhurbaşkanlığı seçimi var, Başbakan Merkel'in siyasi olarak zayıflaması riskleri beraberinde getirebilir. Fransa'da Nisan sonunda yapılacak Cumhurbaşkanlığı, 18 Haziran'da yapılacak genel seçimlerin siyasi değişimle birlikte AB üyeliğinin sonlandırılacağı bir referanduma yol açması küresel ekonomide ciddi sorunlara neden olabilir.

GELİŞEN PİYASALAR

Fed suskun, ralliye devam
*Fed'in faiz artırmaması ve 2017'de de düşük hızda faiz hareketi sinyali vermesi gelişen dünyaya yaradı. Borsalar ve para birimleri faiz kararının ertesindeki üç gün art arda değer kazandı.

*JP Morgan Gelişen Piyasalar Endeksi, Britanya'nın AB'den ayrılma kararından bu yana en yüksek noktasına erişti. MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi ise yılbaşından bu yana yüzde 14 değer kazanırken, MSCI Dünya Endeksi 2016'da sadece yüzde 3,5 yükseldi.

*Japonya ve Avrupa merkez bankalarının da likidite döngüsünün devam edeceğine yönelik sinyaller vermesi, gelişen piyasalarda tahvil ve hisse senetlerine düşük maliyetli sermaye akışının en azından birkaç ay daha süreceği beklentisini güçlendirdi.

*Uzmanlar, gelişen piyasalarda 2016'nın kalan bölümünün ve büyük ihtimalle 2017'nln umut verici olduğunu vurguluyor. Bunun için nedenler kısaca şöyle:

*Momentum: Yılın en fonları hep gelişmekte olan piyasa yatırımları. Rusya ve Brezilya'nın dipten dönüş yaptığına ilişkin beklenti yukarı ivmenin güçlenmesine neden oluyor.

*Gelecek parlak: Emtia fiyatlarının toparlanması, göreceli siyasi istikrar yüzyılın en kötü durgunluğunu yaşayan Brezilya'ya ilişkin olumlu beklenti yaratırken, Çin'in finansal hızlandırma hamlesi, ekonominin mayıs ortasında geldiği dip noktadan yukarı tırmanışa geçtiği yorumunu güçlendiriyor.

*Borçlar o kadar yüksek değil: Gelişen piyasalarda şirket borçlarının fazla yüksek olduğuna dair bir karamsarlık var. 2016'da Fed'in faiz artırımlarıyla şirketlerin temerrüde düşmesi bekleniyordu. Ancak bunların hiçbiri olmadı ve şirketler borçlarını çevirebiliyorlar.

*Gidecek başka yer yok: Gelişmiş borsalarda 'balonlar' ve çok yüksek fiyat/kazanç oranları var. Gayrimenkul yatırımında bile şişen fiyatlardan dolayı risk söz konusu. Gelişen piyasalar ciddi alternatif.(LEVENT GÜRSES/FORBES DERGİSİ)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)