Bankacılar Galatasaray yönetimine talip

Galatasaray Spor Kulübü'nde yeni bir 'başkanlık' yarışı başladı. Kulübün 23 Mayıs'ta yapılacak genel kurulunda yarış, iki aday arasında geçecek. Halen Galatasaray yönetiminde  olan Dursun Özbek ile camianın yakından tanıdığı Turgay Kıran başkanlık için ipi gö¬ğüslemeye çalışacak. Aslında Adnan Öztürk de aday olacağını açıklamıştı ama geçen hafta sağlık sorunları nede¬niyle yarıştan çekildi. Başkan kim seçilirse seçilsin, Galatasaray'ın 500 milyon doları bulan borçlarıyla başa çıkması gerekiyor. Geçen hafta İstanbul Yıldız'daki otelinde konuştuğumuz Turgay Kıran, güçlü bir ekonomi ekibi oluşturduğunu belirtiyor.

Galatasaray'da ne hisse satışı, ne de gayrimenkul satışını gerçekleştirmeyeceklerinin altını çizen Kıran ve ekibi alternatif finansman yöntemlerine eğilmeyi planlıyorlar. Bunun için Körfez ülke¬lerine sukuk ihracatı ve bir gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi kurulması mali kurtuluş reçetesi¬nin en önemli maddeleri...

1990-1992'de Alp Yalman döneminde Galatasaray Kulübü'nde yöneticilik yapan Kıran, 2004-2006'da başkan vekili olmuştu. Para Dergisi’nden Rahime Baş Uçar Galatasaray'ın 100. Yıl Komitesi Başkanlığını da yürüten Kıran ile hem Galatasaray'ı hem de işlerini konuştu.

-Bir işadamı olarak yüksek borçlu olduğunu söylediğiniz bir kulübün yönetimine neden talip oluyorsunuz?

-Derdim gençler... Gençlere yol açmaya çalışıyorum. Hep beraber Galatasaray'da olup, kulübü yüceltmek istiyoruz. Galatasaray'a para ve ekonomi konusunda çok değerli ağabeylerimiz gelmesine rağmen çok geri gittik. Onun için kulüp başkanı olmak için çok paralı değil bilgili ve tecrübeli olmak gerekiyor. Bilgi konusunda da teknoloji ile birlikte dünyayı çok yakından takip eden kardeşlerimiz ekonomi konusunda da çok öndeler.

-Ekonomi ekibiniz ve danışmanlarınız arasında kimler var?

-Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, finans danışmanları Altuğ Özaslan ve İbrahim Mehmet Okumuş, Halkbank eski Genel Müdürü Emel Çabukoğlu, Yapı Kredi Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Ömer Kayalıoğlu, Fortis Türkiye CEO'su ve Yapı Kredi Bankası eski Genel Müdürü Tayfun Bayazıt, BDO Yeminli Mali Müşavirlik Türkiye Ortağı Erdal Aslan gibi isimler var. Bu isimlerden birkaçı listemizde de yer alacak. Setur'un CEO'su Üstün Özbey'i mağazacılığın başına getireceğiz. Halen mağazacılığımızın başında olan Ateş Ünal Erzen abimizi yönetime alacağız.

-Siz 1990'lardan beri kulübün içindesiniz. Neden borç bu kadar arttı?

-Bir markanın ve kulübün büyümesi ekonomisinin güçlü olmasına bağlıdır. Galatasaray markası beklemediğimiz bir anda bir Avrupa markası olunca kulüp toparlanamadı. Giderler arttı ama gelirler aynı oranda artırılamadı. Pazarlamaya dikkat edilmedi. Ürünlerimizi insanlara ulaştıramadık. Marka değeri var ama onu pazarlarda değerlendiremedik.

-Galatasaray'ın net borcu ne kadar?

-Sevgili Ünal Aysal zaman zaman "320 milyon dolar borçla aldım, 340 milyon dolar oldu" diyor. Kur 2.7'yi geçti. Türk Lirası'yla 850-900 milyon lira borçluyuz. Bu borçları akıllı bir yönetim, finans yönetim kültürü kulüpte oluşturarak çözebiliriz.

-900 milyon TL'lik borcun ne kadarı kısa vadeli?

-Haziran ayında ödenmesi gereken yaklaşık 60 milyon TL borcumuz var. Bunun bir kısmı futbolculara olan taahhütlerimiz; bir kısmı da bankalara olan borçlarımız. Yönetime gelirsek yerli ve yabancı banka ve fon kuruluşlarıyla görüşüp daha uzun vadede daha ucuz faizlerle kaynak sağlayacağız. Türkiye'de reel sektörün bile kullanmadığı, kısa vadesi ödemesiz, rehin, teminat ve ipotek oranları düşük ürünler üzerinden borçlanmak ilk hedefimiz. Ardından Galatasaray markasını bilançomuza koyup gelir elde etmek ise ikinci hedefimiz. Körfez ülkelerine İslami bankacılık dahilinde Galatasaray sukuku ihraç etmek istiyoruz. Örneğin Katar Emiri'nin çok ciddi bir Galatasaray sevgisi var. Bu tip tonlama hem o pazarlara ulaşmamız hem de bilançoyu rahatlatmamız için önceliğimiz.

-Sukuktan ne kadar kaynak sağlayabileceğinizi hesap ettiniz mi?

-Araştırdık. Bu tip araçlarla 150-200 milyon TL'ye yakın bir fonlama yaratabileceğimizi düşünüyoruz.

-Galatasaray'ın çok ciddi gayrimenkulleri var. Bunları nasıl değerlendireceksiniz?

-Gayrimenkul yatırım ortaklığı önerisini dokuz yıl önce sunmuş¬tuk. Sevgili Ünal Aysal bunu daha yeni "Galatasaray'ın kurtu¬luşu" olarak gösteriyor. Riva'daki bin 200 dönümlük arazimizin imar durumu sıkıntıları halen çözülemedi. Bugünkü değerlerle Riva, 250-300 milyon dolar eder.

Kurulacak GYO ile Riva, Florya ve Küçükçekmece'deki arazi¬lerimizi gelir getirecek şekilde değerlendireceğiz. Yönetime es¬ki tapu müdürü arkadaşımızı da almak istiyoruz. Bize yeni ara¬ziler bulsun istiyoruz. Biz de o arazileri GYO üzerinden otel, villa gibi alanlarda değerlendirmek istiyoruz. Taahhüt ediyo¬ruz!.. Bunlardan elde edilen paraları sadece borçlarımıza yatı¬racağız.

-Peki, Galatasaray Sportif A.Ş.'nin bir miktar hissesinin daha satılmasına nasıl bakıyorsunuz?

-O anlamda hisse satışına karşıyız. Hatta bu hisseleri toplamalı¬yız. Biz iyi bir çalışmayla önümüzdeki 4-5 senede hisselerin de¬ğerinin 2-3 katına çıkacağına inanıyoruz. Biz Galatasaray'ın bir çivisini bile satmak istemiyoruz. Biz kar dağıtım ve gelir payla¬şım modellerinin peşindeyiz.

-Galatasaray seçimlerinde 'ağabey' faktöründen bahsedilir. Bu faktör sizden yana mı?

-Gerçekten son 3-4 seçimde ağabey nereyi söylerse o kazanıyor. Bugüne kadar ağa¬bey beni hiç işaret etmedi. Ama diyorum ki; artık ağabeylik görevini ben üstlenme¬liyim. Ben genç ağabeyliğe soyundum. Bi¬liyorsunuz Galatasaray tarihi 500 yıllık bir tarih. Enderun'a dayanıyor. Biz köklü bir çınar ağacıyız. Ama artık gençlere Gala¬tasaray'da yol açmak lazım.

-Fenerbahçe Futbol Kulübü otobüsüne düzenlenen silahlı saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Bu ciddi bir olay. Faillerin halen bulunamadığını düşündüğü¬müzde derin bir olay gibi gözüküyor. Fenerbahçeli kardeşleri¬mize geçmiş olsun... Türk futbolu adına çok üzücü. Olay Trabzon'da olduğu için herkes Trabzonlulara yükleniyor. Dolayısıyla biran önce failleri bulunmalı. 1985'te Futbol Fede-rasyonu üyesiydim. O günden bugüne futbolumuzun geri gitti¬ğine inanıyorum. Federasyonlar artık çok politize oldu. Bu işi bilenlere bırakmalılar...

HEDEFİ, BUTİK OTEL ZİNCİRİ KURMAK

Turgay Kıran, 1948 Aydın doğumlu. Kentin eşrafından olan babası ve annesinin yönlendirmesiyle Galatasaray Lisesi'ne 1960 yılında 100. sıradan girmiş, İstanbul Üniversitesi Fransız Roman Dilleri ve Edebiyatı Bölümü'nü bitiren Kıran 1973'te resepsiyonist olarak turizm sektöründe çalışmaya başlamış. Birkaç lisan bildiği için 1980'de otel genel müdürlüğüne yükselmiş. Turgut Özal 1983'te iktidara gelmeden önceki görüşmelerinde kendisini turizm bakanı yapmak istemiş. Hatta bunun için Kıran 6-7 ay Ankara'da yaşamış; ama sonra politikanın ona göre olmadığına karar vermiş. 1990'da Inter Group International Entertainment şirketini kuran Kıran, Batum'dan Kuşadası'na, Antalya'dan İstanbul'a 10'a yakın beş yıldızlı otel ve tatil köyünün işletmeciliğini yapmış. Ardından mülkiyeti kendisini ait olan 98 yataklı ilk otelini İstanbul Yıldız'da La Masion adıyla kuran Kıran'ın halen Bodrum ve Çeşme'de de 60'ar yataklı iki butik oteli bulunuyor. Halen turizmdeki işlerini Akder Turistik A.Ş., Inter Group A.Ş. üzerinden yürütüyor. Ayvalık'ta Despot Evi olarak bilinen tarihi yapıyı alan ve restore ettirdikten sonra butik otel yapacak olan Kıran, "Burası 140 yataklı olacak, iki senede hizmete açarız. 15 milyon dolarlık bir yatırım olur. İzmir'de de bir butik otel sahibi olmak istiyoruz" diyor.

SİGORTACILAR ADINA PAZARLIK YAPIYOR!

Turgay Kıran iş hayatındaki tecrübesini farklı alanlara taşımış bir isim. Beş yıl önce dört doktor ortakla Monetta Asistans Sağlık Hizmetleri adında bir şirket kuran Kıran, Türkiye'de örneği olmayan bu işi şöyle anlatıyor:

"Diyelim ki siz hastasınız ve özel sağlık sigortanız var. Bizim arkadaşlarımız sizi alıyor, gitmek istediğiniz hastaneye götürüp muayene ettirip sonra sizi evinize bırakıyor. Bu alanının ilk örneği... Son yıllarda hastanelere yüksek meblağlar ödenmeye başlandı. Biz sigortalar adına hastanelerle pazarlık yapıyoruz." Öte yandan Turgay Kıran, Alman menşeli Fakir markasının ortaklarıyla bir yıl önce Nilco Akademi şirketini kurdu. Türkiye, Almanya ve Fransa'da turizm sektörü için temizlikten ön büroya kadar hizmet verebilecek eleman eğitiyorlar. "Senede 5 bin kişiyi eğitmeyi hedefliyoruz" diyen Kıran, İkitelli'de içinde otel de olan akademinin merkezinin inşaatının sürdüğünü söylüyor. Kıran'ın tüm şirketlerinde 450 kişi çalışıyor.